22 Kasım
2012 -
Ken Loach,
ihaleyle insan çalıştıran Torino Film Festivali’nin düzenleyici kurumunu
protesto ederek kendisine verilen büyük ödülü reddetti
İşçi filmleriyle
tanınan, bir çok uluslararası ödülü olan Britanyalı film yönetmeni Ken Loach,
İtalya’nın prestijli festivallerinden Torino Film Festivali tarafından verilen
yaşam boyu onur ödülünü reddetti. Ken Loach, festivali düzenleyen Ulusal Sinema
Müzesi’nde, işçilerin taşeron şirket aracılığıyla çalıştırılmasını ve
güvencesiz-düşük ücretle çalışmaya direnen işçilerin işten çıkartılmasını
görmezden gelemeyeceğini açıkladı.
Ken Loach’un resmi basın açıklaması şu şekilde
Büyük bir üzüntü
ile bana Torino Film Festivali tarafından layık görülen ödülü red etmek
zorundayım, bu ödülü kendim ve filmlerimiz için çalışanlar adına almaktan onur
duyardım.
Festivaller
Avrupa ve dünya sinemasını yaymak adına büyük bir rol oynuyorlar ve Torino
sinemaya olan tutkusu ve aşkı ile bunun belirgin ve iyi bir örneği olarak
kendini göstermektedir.
Ancak şu anda
ciddi bir sorun söz konusu, konu bazı hizmetlerin şirketlerce dışarıya ihale
yoluyla
verilmesi ve düşük ücretli işçilerin çalıştırılması ile ilgili.
Her zamanki gibi
bunun sebebi daha az ücret ödemek. Bazı hizmetleri karşılamak için ihaleyi alan
şirket çalışanların maaşlarını düşürüyor ve çalışan adedinde kesintiye gidiyor
olmasıyla alakalı.
Bu toplum içinde
çatışma yaratan bir reçetedir. Bu durumun bütün Avrupa’da mevcut olması
kendisinin kabul edilebilir bir hareket olması anlamına gelmez.
Torino’da Ulusal
Sinema Müzesi *’nin temizlik ve güvenlik hizmetleri Rear adlı kooperatife
verilmiş durumda. İlk olarak maaşlarda kesinti yapıldı ardından çalışanlar
bundan şikayetçi oldular ve böylelikle kötü davranmaya ve korkutulmaya maaruz
kaldılar. Bir çok kişi işten atıldı.
Düşük maaş
alanlar, zor durumda olanlar, işlerinden oldular, sebebi ise maaşlarında
yapılan kesintiye karşı çıkmalarıydı.
Pek tabii ki
bizim için başka bir ülkede neler olduğunu anlayabilmek pek de kolay değil,
kendi ülkemizden farklı çalışma şartlarının olduğunu da hesaba katarsak, ancak
bu temel etkenlerin açık olmadığı anlamına gelmiyor.
Bu noktada
hizmetleri ihaleye vermiş olan yapı bu duruma göz kapayamaz, her ne kadar bu
kişiler bu hizmeti bir dış kooperatif aracılığı ile gerçekleştiriyor olasalar
bile kendisi için çalışan kişilere karşı sorumlu olmalı.
Müzenin bu
durumda çalışanlar ve onların bağlı oldukları sendika ile iletişime geçmesini,
işten çıkarılan çalışanların tekrar işe alınışını güvence altına almasını ve
hizmetleri dış kooperatiflere verme fikrini bir daha düşünmesini bekliyorum.
Toplumun zayıf
olan bireylerinin sorumlu olmadıkları bir iktisadi buhranın faturasını
ödemesini doğru bulmuyorum.
Bu konuyla
ilgili ‘Bread and Roses’ adlı bir film gerçekleştirdik. Nasıl olur da kendi
hakları için mücadele eden ve bu sebepten dolayı işlerinden olan çalışanların
dayanışma çağrısını duymazlıktan gelirim?
Bu ödülü kabul
etmek ve bir kaç küçük eleştiri ile durumu geçiştirmek zayıf ve iki yüzlü bir
davranış olurdu.
Beyaz perdede
belirli bir duruşa sahip olup öte yandan diğer ortamlarda faklı tutumlarla bu
duruşa ihanet edemeyiz.
Bu sebeple her
ne kadar derin bir şekilde üzgün olsam da bu ödülü red etmek zorundayım.
Ken Loach
21 Kasım 2012
*Ulusal Sinema
Müzesi aynı zamanda Torino Film Festivali’ni organize eden kurumdur.