Monday, October 19, 2015

Sinemacıların ve Kısa Filmcilerin En Çok Sevdigi 10 Film

Lars Von Tier

Sinema öğrencileri,kısa filmciler,sinemaseverler ve sinemaya gönül verenlerin severek izleyebilecekleri 10 film bulup listeledik.Çoğu yönetmenin severek çektiği filmleri izlemenizi öneririz.

1-Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak – Ahmet Uluçay
Ahmet Uluçay’ın ilk sinema filmi olan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, “karpuz kabuğundan gemiye binersen çabuk inersin” mesajını adına konu alan, ünlü oyuncuların oynamadığı, yönetmeninin de rol aldığı özgün bir yapım. Uluçay’ın kendi yaşamından kesitler sunduğu film oldukça doğal ve şiirsel gerçekçi tarzda işlenmiş. Birçok ödül de kazanan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ın yönetmeni Uluçay, benzer bir isimle (Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak) kısa metrajlı bir film de çekmişti. Yapıt, 2001’de tamamlandığı halde üç yıl sonra gösterime girebildi.
kiralık kamera

2-Lal Filmi – Semir Aslanyürek
Cemal ve Süleyman 1970’li yılların Çukurovası’nda, Antakya’nın küçük bir köyünde yaşayan iki iyi arkadaştır. En büyük ortak noktaları sıradan mahalle oyunları yerine, yeni maceralara atılmak olan bu ikili mahalledeki çocuklara kendilerini ispat etmek için cesaret isteyen bir yolculuğa çıkarlar. Adana’ya gidip “Endişe” adlı filmini bu kentte çeken Yılmaz Güney’in fotoğrafını çekmeyi hedef edinirler! Yaya halde ve üstelik ellerindeki fotoğraf makinesi de çalıntı olan bu iki kafadar genç, Antakya ile Adana arasındaki vadilerde, yepyeni insanlar tanıyarak yollarına devam ederler. Yolları yeni hayatlarla ve yüzlerle kesişince maceraları da yeni bir boyut kazanacaktır. Semir Aslanyürek’in senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği yapımda, iki genci Ata Murat Kalkan ve Erdal Sarı canlandırırken, onlara kadroda Erkan Can, Gürkan Uygun, Emre Altuğ ve Asiye Dinçsoy gibi deneyimli isimler eşlik ediyor.
lal-filmi

3-Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990) – Yavuz Turgul
60`larda ve 70`lerde çektiği aşk filmleriyle ünlenen ama bir dönemin kapanmasıyla birlikte çaptan düşen bir yönetmenin, kendini yenilemek için gösterdiği çabaları anlatan tam bir başyapıt. Binbir zorluklar, yokluklar içinde, bir avuç inançlı sinema emekçisinin, her şeye rağmen film çekmek için gösterdikleri trajik ve bir o kadar saygı duyulması gereken mücadeleyi anlatan bir film
ask filmlerinin unutulmaz yönetmeni

4-Zeytin Ağaçları Altında (1994) – Abbas Kiarüstemi
Zeytin Ağaçları Altında (Özgün adı: Zire darakhatan zeyton, İngilizce: Through the Olive Trees), 1994 İran yapımı Abbas Kiyarüstemi filmidir. 1990 İran depremi sonrasında, Kuzey İran’da geçer. Yönetmenin Deprem Üçlemesinin (Köker Üçlemesi) bu son filmi, kendisi de ilk film Arkadaşımın Evi Nerede’nin çekim öyküsüne dayanan ikinci film Ve Yaşam Sürüyor’un yapım öyküsüyle ilgilidir. Diğer Kiyarüstemi filmleri gibi basit ve doğal bir anlatımın hakim olduğu filmde, sanat ve hayat arasındaki ilişki tüm karmaşıklığıyla ve kurguyla gerçeğin sınırları sürekli bulanıklaştırılarak ele alınmıştır.
Başta Fransa olmak üzere, pek çok ülkede övgüler alan film, 1994 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterildi. Filmin ünlü açık uçlu final sahnesi de, çokça tartışıldı.
Film, ayrıca, 1994 yılında, İran tarafından Yabancı Dilde En İyi Film dalında yarışmak üzere Oscar’a gönderildi; ancak, beş aday arasına giremedi.
Zeytin Ağaçları Altında (1994) – Abbas Kiarüstemi

5-Ulis’in Bakışı (1995) – Theodoros Angelopoulos
Ulis’in Bakışı Yunan yönetmen Theo Angelopoulos tarafından çekilmiş bir filmdir
Ulis’in Bakışı (1995) – Theodoros Angelopoulos

6-Amerikan Gecesi (1973) – Francois Truffaut
Amerikan gecesi (Fransızca Nuit Américaine) sinema ile ilgili bir teknik terimdir. Gün ışığında çekilmiş bazı sahnelerin özel kamera, filtre ve ışıklandırma teknikleriyle gece çekilmiş gibi görünmesinin sağlandığı işleme verilen addır. İngilizcedeki karşılığı Day for night’ tır.
1951 tarihli Technicolor çekilmiş bir film olan “Pandora and the Flying Dutchman”den bir “Amerikan gecesi” sahnesi. James Mason ve Ava Gardner güçlükle seçiliyor. Sert gölgelerden ve güçlü kontrasttan çekimin gün ışığında yapıldığı belli oluyor. Görüntü yönetmeni Jack Cardiff
Amerikan Gecesi sinemadaki bazı teknik gelişmelerin henüz istenilen düzeye erişmediği geçmiş yıllarda daha sıklıkla başvurulan bir sinema tekniğiydi. Çekimlerde kullanılan negatif filmlerin ışık hassasiyetlerinin gece ışıklarını tatminkar bir düzeyde yakalama yeteneğinin düşük olması, gece çekimlerinde çok sayıda özel aydınlatma cihazlarının kullanılmasını gerektiriyordu. Buna diğer ekstra masraflar da eklendiğinde gece çekimlerinin maliyeti gündüz çekimlerinin maliyetlerini kat kat aşıyordu. Hem bu maliyeti düşürebilmek için, hem de gece çekimlerinin getireceği diğer zorluklardan kaçınmak için çekimler gün ışığında gerçekleştiriliyor ama merceklerin önüne özel renkli filtreler veya yoğunluk filtreleri yerleştiriliyordu ve düşük pozlandırma yapılıyordu. Renkli filmler için koyu mavi filtreler kullanılırken siyah beyaz filmler için kırmızı ve yeşil filtreler ve beraberlerinde polarize edici filtreler kullanılmaktaydı. Ayrıca oyuncularla arka fondaki nesneler arasındaki ışıklandırma farkı iki üç diyafram farkı kadar açılıyordu, yani oyunculara fondan biraz daha fazla ışık veriliyordu. Böylece çekimlerin gece yapıldığı izlenimi veriliyordu. Ancak elde edilen sonuçlar hiçbir zaman gerçekçi olmuyordu. Kapalı mekân çekimlerinde bu tekniği uygulamak daha zor ve zaman alıcıydı.
Bu tekniğe daha çok 1940, 1950 ve 1960’lı yılların B-film’lerinde, westernlerinde ve Kara filmlerinde sıklıkla rastlanır. Günümüzün yüksek hassasiyetli filmlerinde böyle bir gereksinim kalmamış olmakla beraber son yıllarda tekrar kullanılması yönünde bir eğilim doğmuştur. Bunda söz konusu filmlere meraklı bir hayran kitlesinin de oluşması etkili olmuştur. Yakın zamanlarda çekilen Jaws ve 28 Weeks Later gibi filmlerde de bu tekniğe bolca başvurulmuştur.
Fransız yönetmen François Truffaut’nun 1973 tarihli yarı-otobiyografik filmi Gecenin Ötesi (La Nuit Américaine) de adını bu teknikten alır ve bir filmin çekim sürecini, kamera arkasındaki olayları ve çekim ekibinin sorunlarını, iç dünyalarını anlatır. Bu Oscar’lı filmde Jacqueline Bisset ve Jean-Pierre Léaud’dan başka Truffaut da başroldedir. Filmin Türkiye’deki bir başka adı da Güneşte Gece dir.
Amerikan Gecesi (1973) – Francois Truffaut

7-Hugo Cabret (2011) – Martin Scorsese
Hugo, 2011 yapımı Martin Scorsese filmidir. Brian Selznick’in The Invention of Hugo Cabret isimli ünlü çocuk romanından uyarlandı. Filmin senaryosunu John Logan yazdı. Film, Scorsese’ın ilk 3D filmidir. Film, sinema tarihinde ilk bilim kurgu filmini çeken Georges Méliès’in hayatını konu alır.
Hugo Cabret (2011) – Martin Scorsese

8-Zamanın Tozu (2008) – Theodoros Angelopoulos
Öykü, İtalya, Almanya, Rusya, Kazakistan, Kanada ve ABD’de geçmektedir. Öykünün kahramanı Eleni, aşkın mutlak olduğunu iddia eder, mutlak aşka teslim olur. Film, aynı zamanda, Stalin’in ölümünden Watergate skandalına, Vietnam savaşından Berlin duvarının yıkılışına, son elli yılda 20. yüzyıla damgasını vurmuş olaylara ve sonsuz tarihe doğru bir yolculuktur.Filmin kahramanları, bir rüyadaymış gibi hareket ederler. Zamanın tozu, anıları karıştırır. A, onları arar ve şimdiki zamanda yaşar.
Zamanın Tozu (2008) – Theodoros Angelopoulos

9-Ed Wood (1994) – Tim Burton
Ed Wood, 1994 yapımlı ve yönetmeni Tim Burton olan komedi-drama filmdir. Filmde Johnny Depp, Martin Landau, Patricia Arquette, Sarah Jessica Parker, Jeffrey Jones, Lisa Marieve Bill Murray rol almıştır. ABD yapımlı film, İngilizcedir. Süresi 126 dakika olan siyah-beyaz bir filmdir.
Ed Wood (1994) – Tim Burton

10-Yakın Plan (1990) – Abbas Kiarüstemi
Yakın Plan (Farsça: Nema-ye Nazdik, İngilizce: Close-Up), 1990 İran yapımı Abbas Kiyarüstemi filmidir. Kendisini ünlü yönetmenMohsen Makhmalbaf olarak tanıtan ve varlıklı bir aileden çekeceği film için para istemesi sonucunda tutuklanan bir kişinin gerçeğe dayanan öyküsünü konu alır. Öyküde yer alan kişiler filmde kendilerini oynamıştır.
Kiyarüstemi, Hüseyin Sabzian adındaki adamın tutuklama haberini gazetede okuduktan sonra, konuyla ilgili yarı-belgesel tarzda bir film çekmeye karar verdi. Bunun üzerine, yargı organlarıyla temasa geçti, sanığı hapishanede ziyaret etti ve mahkeme sırasında çekim yapabilmek için izin aldı. 1990 İran depremi döneminde geçen film, pek çok ödül aldı ve yönetmenin batıda tanınmasını sağladı.
Yakın Plan (1990) – Abbas Kiarüstemi