Friday, March 1, 2013

”İçimden Şehirler Geçiyor” (*)


26 Aralık 2007 |  Akif YILMAZ

·         Altın arama hırsının doruğa çıktığı yıllar. Bol pantolonu, melon şapkası ve bastonuyla, Chaplin’ in komedi ve trajedi öğelerini harika sergilediği bir yer; Alaska (The Gold Rush – Altına Hücum)…
·         Askerlerin kurtlu etleri yemeye zorlandığı – Potemkin Savaş Gemisinde meydana gelen isyanın sonucunda, bu gemiyi karşılamaya gelenlerin merdivenlerde katliama uğradığı bir yer; Odessa (Bronenosetz Potemkin – Potemkin Zırhlısı)…

İşçilerin labirente benzeyen kötü yeraltı mahallelerinde yaşadığı, yöneten kesimin ise yerin üstündeki bahçelerde gününü gün ettiği bir yer ya da o gün için akla hayale gelmeyecek ölçüde ileriyi gören tasarımlarıyla, heyacan verici bir yer; Metropolis (Metropolis)…
Kanadalı bir adamın dairesinde bir genç kızın öldürülmesiyle, kendisini bir cinayet ve casusluk olayının içinde bulduğu bir yer; Londra (The 39 Steps – 39 Basamak)…
Güzel bir o kadar da hafifmeşrep bir kadının aşkı uğruna yavaş yavaş tükendiği bir yer; Paris (Camille – Kamelyalı Kadın)…
‘Bir gün kendi toprağımda saklanacağım hiç aklıma gelmezdi’ denilen bir yer; Oklahama / İşçilerin çok düşük ücret karşılığında ezildiği, sefalet içinde yaşadığı bir yer; Kaliforniya (The Grapes of Wrath – Gazap Üzümleri)…
Özel dedektif Sam Spade’ nin kendisini – 16. Y.Y. kalma – bir heykelciğin peşinde bulduğu bir yer ya da sürekli yalan söyleyen bir kadının karanlık dünyasını aydınlatmaya çalıştığı bir yer; San Fransisco (The Maltese Falcon – Malta Şahini)…
”Play ıt again Sam” efsanesinin doğduğu yer ya da beyazperdenin en büyük aşıklarından Rick ve Ilsa’ nın eski günlere döndükleri yer; Kazablanka (Casablanca)…
Gerçeküstü bir şiir dünyasının sergilendiği, Baptiste ve Grance’ nin umutsuz aşklarının tiyatral bir şekilde anlatıldığı yer; Paris (Les Enfants du Paradis – Cennetin Çocukları)…
İşgaller sonucunda özgürlüklerin kısıtlandığı bir yer, ya da kanalizasyonlarında müthiş bir kovalamacanın yaşandığı yer; Viyana (The Third Man – Üçüncü Adam)…
Evli çocuklarını ziyarete giden yaşlı bir çiftin, çocuklarından beklediği ilgiyi bulamadıkları bir yer; Tokyo (Tokyo monogatari – Tokyo Hikayesi)…
İşsiz güçsüz ve kurallarla başı dertte olan bir adamın araba çaldığı yer; Marsilya / Amerikalı sevgilisi Patricia ile sokaklarında aylak aylak dolaştığı bir yer; Paris (A Bout de Souffle – Serseri Aşıklar)…
Yazar olma hayalleri kuran, fakat çevrasindeki olumsuzluklara gözü kapalı olan bir adamın oradan oraya sürüklendiği bir yer; Roma (La Dolce Vita – Tatlı Hayat)…
Eşler arasındaki iletişimsizliğin iyice su yüzüne çıktığı bir anda, eski günlere özlem duyan kadının gittiği yer; Milano (La Notte – Gece)…
İngiliz casus Lawrence’ nin Arap kabilelerini birleştirip, Osmanlıya karşı savaştırarak almak istediği yer; Akabe (Lawrence of Arabia – Arabistanlı Lawrence)…
Taşı toprağı altın denilip büyük ümitlerle göçülen bir yer, ya da kent yaşamına ayak uyduramayan bir ailenin mahvına sebep olan bir yer; İstanbul (Gurbet Kuşları)…
Arayış içindeki bir adamın gece klübünde komedyenlik yaptığı yer; Detroit / Çok kötü şartlarda yaşarken, bir gece klübünün sahibini etkilemesiyle ‘Xanadu’ adlı klüpte çalışmaya başladığı yer; Chicago (Mickey One)…
Talihsiz Sally ve aşkı Brian’ ın başına gelen olayların anlatıldığı yer, ya da Sally’ nin şarkı söylediği Kit – Kat kabaresi çevresinde gelişen olayların anlatıldığı yer; Berlin (Cabaret – Cabare)…
Bir yönetmenin (Fellininin) çocukluk ve yeniyetmelik yılları anılarının anlatıldığı yer, ya da ‘bir kadın istiyorum’ diye bağıran dedenin yaşadığı yer; Rimini (Amarcord – Hatırlıyorum)…
Sokaklarında ‘ben tanrının yalnız adamıyım’ sözlerinin yankılandığı yer ya da sendika gibi soğuk kadınların dolaştığı yer; New York (Taxi Driver – Taksi Şoförü)…
Nazi vahşetine karşı tiyatrosunu açık tutmak isteyen bir kadının, bir grup tiyatro tutkunu insan ile büyük bir mücadeleye giriştiği yer; Paris (Le Dernier Metro – Son Metro)…
Kurduğu çiftlik uğruna büyük mücadele veren bir kadının yaşadığı yer, ya da serüvenci bir adama aşık olan bir kadının yaşadığı yer; Nairobi (Out of Africa – Benim Afrikam)…
Bir grup Amerikalı askerin keskin nişancı tarafından çok zor duruma düşürüldüğü yer, ya da boş evleri ile harabeyi andıran bir yer; Hue (Full Metal Jacket)…
Duyarlı bir fahişe ile işine aşırı düşkün bir adamın ‘Külkedisi’ masalına dönüşen aşklarının filizlendiği yer; Los Angeles (Pretty Woman – Özel Bir Kadın)…
İnsan oğlunun çok zor şartlarda bile iyilik yapabileceğine inanan bir adamın, fabrikasında yüzlerce Yahudiyi kurtardığı yer; Auschwitz (Schindler’ s List – Schindler’ in Listesi)…
Sıradan bir otobüs şoförünün Nikaragualı bir kadına aşık olduğu yer, ya da ‘buranın en sevdiğim yanı sürekli değişmesi’ dediği yer; Glasgow (Carla’ s Song – Carla’ nın Şarkısı)…
Bir kadının gitmek için uğruna onca şeye katlandığı yer; Kandahar (Safar e Ghandehar – Kandahar’ a Yolculuk)…
Muzo’ nun sokaklarında ‘darı var darı, dişleri sarı sarı, hamama girdi koca karı’ tekerlemesiyle mısır sattığı yer, ya da ‘Kovboylar, Kızılderililer; Tarzan vahşi ormanlarda, hepsi sadece 2 kuruşa burada’ diyerek film oynattığı yer; Adana (Zıkkımın Kökü)…
Geceleri pavyonda klarnet çalan bir adamın yaşadığı yer, ya da geçim sıkıntısından caddelerde çakmak gazı doldurduğu yer; Ankara (Düttürü Dünya)…
Çömez bir üçkağıtçının işinin ehli bir üçkağıtçının yanında pişerek, düzenbazlığın alasını yaptığı yer; Chicago (The Sting)…
Oğlu ölen bir kadının üzüntüsünden kahrolduğu yer; Madrid / Oğlunun – tanışmak isteyipte tanışamadığı – babasını bulmak ve ona bazı şeyleri söylemek için gittiği yer; Barcelona (Todo sobre mi madre)…
İşsizlik vurgununu yemiş bir grup adamın Rico’ nun barında toplanarak, geçmişte yaşadıkları bazı şeyleri anlattıkları yer, ya da bu adamlardan birisi olan Jose’ nin karısını kaybetme korkusunu yaşadığı yer; Vigo (Lunes al sol, Los)…
Hasta olan babasının çağrısına, gidip gitmemekte tereddüt eden adamın yaşadığı yer; Londra / Babasıyla konuşmadığı halde, onun son anlarını en iyi şekilde yaşaması için gereken tüm şeyleri yaptığı yer; Montreal (Invasions barbares, Les)…
Hayatında sadece piyanosu olan adamın yaşadığı yer, ya da siyasi suçlu kocasının acısı ile yaşayan bir kadının, piyanosu ile yaşayan adamla farklı alanlara açıldığı yer; Roma (Besieged)…
Devrim yapmaya giden tanklar kırmızı ışıkta durduğunda ‘Devrim kırmızı ışıkta durur mu? sorusunun sorulduğu yer, ya da yıllarca zulüm içinde 3 F ile yönetilen ülkenin başkenti; Lizbon (Capitães de Abril)…
Birbirine aşık veremli çiftin gittiği yer, ya da sinema aşkı ile dolu bir adamın, sinemaya adım attığı yer; Nice (‘Vigo’ – Yaşama Tutkusu)…
Hayattaki her şeyi çocukları olan, onlar için her türlü fedakarlığa sonuna kadar razı olan kadının yaşadığı yer, ya da ‘Maya’ nın şarkıcı olmaktan vazgeçip ailesine döndüğü yer; Hayfa (‘Knafayim Shvurot’ – Kırık Kanatlar)…
Bir düğün etrafındaki değişik karakterlerin öykülerinin anlatıldığı yer; Yeni Delhi (Monsoon Wedding – Muson Düğünü)…
Bir kadın ve bir adamın casusluk macerası içinde, aşkı buldukları yer; Rio (‘Notorious’ – (Aşktan da Üstün)…
Thatcher İngilteresinde, farklı kültürden insanların yaşadığı yer, ya da ön plandaki aşk öyküsünün arkasında, bazı kavramların sorgulandığı yer; Londra (My Beautiful Laundrette – Benim Güzel Çamaşırhanem)…
Birlikte (komün hayatı) yaşayan bir grup insanın farklı bir tarzda anlatıldığı yer, ya da eve gelen davetsiz misafirler ile ortalığın daha da şenlendiği yer; Stockholm (‘Tillsammans’ – Birlikte)…
Arayış içindeki bir kadın ve erkeğin turneye geldikleri yer, ya da karmaşık ilişkilerin tekrar yoluna girdiği yer; Paris (‘Va savoir’ – Bil Bakalım)…
Yoğun trafiğinde küçük bir kızın çaresizce kaldığı yer, ya da film ekibine kızan küçük kızın ‘daha fazla oynamak istemiyorum’ dediği yer; Tahran (‘Ayneh’ / Ayna)…
Tesadüflerle dolu bir aşkın başladığı yer; Madrid / İki aşığın sınır tanımayan aşkının ulaştığı son yer; Rovaniemi (‘Amantes del Círculo Polar, Los’ – Kutup Çizgisi Aşıkları)…
Sokak çocuklarının hayatının büyük bir sadelikle anlatıldığı, bunun son derece etkileyici bir biçimde yansıtıldığı yer; Bombay (‘Salaam Bombay!’ – Selam Bombay)…
Pavyonlarında ‘senin yüzünden bitmiyor derdim’ şarkısının çalındığı şehir, ya da Halil’in Sabiha’ya aşık olduğu şehir; İstanbul (‘Vesikalı Yarim’)…
‘Tabutlar neden burda’ sorusuna, ‘ölülerin yüzdüğü tek şehir burası’ cevabının verildiği bir yer; Buenos Aires (‘Viaje, El’ – Dünyanın Sonunda)…
(*) Başlık, bir Feridun Düzağaç şarkısıdır.