Sunday, August 5, 2012

Metin Erksan Siyah Beyaz

Ülkemizin önemli yönetmenlerinden Metin Erksan filmleri 19-29 Nisan 2012 tarihleri arasında İstanbul Modern‘de gösterilecek. İstanbul Modern Sinema, Türk sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden, filmleriyle çığır açmış Metin Erksan‘ın dokuz filmini izleyiciyle buluşturacak. Sinemasının olgunlaştığı, en iyi ürünlerini verdiği 60′lı yıllardan bu örnekler, Erksan’ın günümüz Türk sinemasındaki izlerini de gözler önüne seriyor.
Erksan, ulusal olduğu kadar öznel, yenilikçi ve evrensel sinema diliyle hem Türk sinema tarihinde toplumsal gerçekçi akımı yaratmış bir “auteur”, hem de uluslararası bir yarışmada birincilik ödülü alan bir filme imzasını atmış ilk yönetmendir. Sanat tarihiyle yakından ilgili, kültürel birikimiyle sinemacı ve entelektüel kimliği iç içe geçmiş olan Metin Erksan, Türkiye’nin toplumsal ve siyasi gelişmelerinden nasibini alarak yıllarca sansürle mücadele etmiş, filmleriyle olduğu kadar yazılarıyla da sinemaya büyük katkı sağlamıştır.
“Metin Erksan Siyah Beyaz” programı, 19 Nisan Perşembe günü saat 16.30′da Kuyu filminin gösterimiyle başlayacak. Gösterimin ardından saat 18.30′da düzenlenecek söyleşiye filmin yapımcısı, Lale Film’in sahibi Necip Sarıcı, Kuyu filmini Türk sinema tarihinin en iyi filmi olarak niteleyen sinema yazarları Yeşim Tabak ile Burcu Aykar katılacaklar. Söyleşide filmin perde arkası irdelenecek ve Metin Erksan’ın 1968′de Altın Koza’da kazandığı “En İyi Yönetmen” ödülüyle ilgili özel bir belgesel sunumu gerçekleştirecek.
  
Gösterimde yer alacak filmler ise şöyle :
CİNGÖZ RECAİ BEYAZ CEHENNEM
YAPIM YILI 1954
SÜRE 88′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Turan Seyfioğlu
Avni Dilligil
Neriman Köksa
Peyami Safa’nın polisiye romanından uyarlanan bu hırsız-polis hikayesi uluslararası bir uyuşturucu çetesiyle mücadele eden Cingöz Recai’nin İstanbul’daki maceralarını anlatır. Hikaye armatör Hüseyin Faik’in öldürülmesiyle başlar. Arkadaşı Leman ile bir gece gezmesinden dönen karısı Melahat, bindikleri taksi şoförü tarafından kaçırılmak istenir. Polislerce kurtarılıp evine getirilir. Evde kocasını boğulmuş olarak bulurlar. Arsen Lüpen tiplemesinden esinlenerek yaratılmış, sakız çiğneyen, cesur ama tedbirli, zeki ama çapkın, sevimli sabıkalı rolünde Turan Seyfi oğlu öne çıkıyor.

DOKUZ DAĞIN EFESİ
YAPIM YILI 1958
SÜRE 107′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Fikret Hakan
Serpil Gül
Hayri Esen
Erksan’ın tarihsel gerçekçi hikayelerinden biri olan film, Ege yöresinde Osmanlı hükumetine karşı isyan ederek dağa çıkan Çakıcı Mehmet Efe’nin serüvenini anlatır. Babası, Hasan Çavuş tarafından öldürülen Çakıcı Mehmet, bunun üzerine intikam almaya karar verir ve dağa çıkar. Anadolu’nun gerçekçi yaşantısının derinine bakan film, Erksan’ın tüm kahramanları gibi yalnız ve tutkulu bir insanın destanını aktarır.

GECELERİN ÖTESİ
YAPIM YILI 1960
SÜRE 85′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Kadir Savun
Erol Taş
Hayati Hamzaoğlu
Film aynı mahallede yaşayan yedi gencin öyküsünü anlatır. Birbirlerinden farklı yaşantılara ve ideallere sahip olan bu gençlerin tek ortak yanları, paranın mutluluk getireceğine inanmalarıdır. Bunun için bir çete kurarlar ve benzin istasyonları soymaya başlarlar. Uzun yol şoförü Fehmi, ailesine bakmak zorunda olan dokuma işçisi Ekrem, Amerika’ya gidip şöhret olma hayaline kapılan rock’n'roll meraklısı müzisyenler Sezai ve Yüksel, sanatından tatmin olamayan idealist tiyatrocu Cevat ve mutsuz ressam Ayhan… Her mahallede bir milyoner yetiştiren siyasi düzenin kurbanları üzerinden dönemin ekonomik yapısına ve sosyal yaşamına sert bir eleştiri getiren bu film, toplumsal gerçekçi sinemanın başlangıcı olarak kabul edilir. Gecelerin Ötesi 1961′de Türk Filmleri Yarışmasında “En İyi Senaryo” ödülünü aldı.

MAHALLE ARKADAŞLARI
YAPIM YILI 1961
SÜRE 90′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Efkan Efekan
Suna Selen
Kadir Savun
Erksan yine bir çetenin maceralarını anlatıyor: Steinbeck’in Sardalya Sokağı romanından esinlenen bu hikaye bir kızı seven fakir bir kaptanla, aylak arkadaşları üzerinedir. Sinema yazarı ve tarihçisi Giovanni Scognamillo’nun ifade ettiği gibi “Sevimli mutlu serseriler, avare yaşamanın rahatlığı, sorumsuz olmanın tatlılığı, zengin kız-fakir delikanlı aşkı, kötü adam, vamp kadın, geleneklere bağlı gülünç baba, Erksan’ın hikayesinde kullandığı başlıca motifl erdi… Bu buruk güldürüde arkadaşlık savunuluyordu, küçük insanlar şirinlik kazanıyordu, burjuvalar sövülüyordu…”

YILANLARIN ÖCÜ
YAPIM YILI 1963
SÜRE 102′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Fikret Hakan
Nurhan Nur
Aliye Rona
Kadir Savun
Erol Taş
Fakir Baykurt’un aynı adlı eserinden Erksan’ın senaryolaştırdığı bu film, yönetmenin sansürle üçüncü ve en sert çalışmasını doğurdu. Dönemin siyasi sahnesinde yankı uyandıran, basının uzun süre ilgisini çeken Yılanların Öcü “köy gerçeklerine dönüş” filmi. Yaşlı anası Irazca, karısı ve üç çocuğuyla küçük toprağını ekerek geçimini sağlayan Kara Bayram yoksul bir köylüdür. Muhtar, köyün ortak arazisinden bir yeri Deli Haceli’ye satınca yapılacak evin kendi evi önünde olmasına karşı çıkan Kara Bayram’ın huzuru kaçar. Erksan filmde fakirliği abartmadan, karton tipler değil gerçek ve direnen karakterler yaratarak mülkiyet temasının altını çizer. Yılların Öcü 1966 yılında Kartaca Film Şenliği’nde birincilik kazandı.

SUSUZ YAZ
YAPIM YILI 1963
SÜRE 90′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Erol Taş
Hülya Koçyiğit
Ulvi Doğan
Necati Cumalı’nın hikayesinden uyarlanan bu köy filmi, Berlin’de Altın Ayı’ya layık görüldü. Sosyolojik bir olayı “yalnız insan” dramıyla kaynaştıran filmde çiftçi Osman, arazisinde çıkan suyu kendi başına sahiplenmek ister, ancak suya ihtiyaçları olan diğer köylüleri karşısına alır. Bu çatışmada hapse düşen kardeşi Hasan’ın karısı Bahar’a da göz koyar. Film, bir yandan köy yaşantısını, toplumsal davayı gözlemlese de asıl dayanağı üç karakterin arasındaki duygusal ilişkiler ve çatışmadır. Erksan bu filmde dönemin yıldız ekolüne karşı koyarak, sonrasında her biri Türk sinemasında değerli izler bırakan oyuncuların yetişmesini sağlamıştır.

SUÇLULAR ARAMIZDA
YAPIM YILI 1964
SÜRE 98′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Belgin Doruk
Tamer Yiğit
Ekrem Bora
İstanbullu zengin bir ailenin konağında, oldukça kıymetli olduğu söylenen bir kolye çalınır. Hırsızın evin içinden bir kişi olduğu düşünülmektedir. Ancak şüphelerde sınıf farklılıkları, önyargılar hemen göze çarpar. Suçlular Aramızda, çalınan bu sahte kolyenin çevresinde dönüp dolaşan, ölen ve öldürülen karakterlerin hikayesidir. Film, 1965′te İzmir Enternasyonal Fuarı 1.Film Şenliği’nde “En Başarılı Yönetmen” ve 1965′te Milano Film Festivali’nde “En iyi Sosyal İçerikli Film” ödüllerini almıştır.

SEVMEK ZAMANI
YAPIM YILI 1965
SÜRE 89′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Müşfik Kenter
Sema Özcan
Süleyman Tekcan
Deniz Çakır
Değeri sonradan anlaşılan kült bir aşk filmi. İnsan dramıyla, insanın iç dünyasıyla ilgilenen Sevmek Zamanı, mekanı, öykü anlatımı,usta sahneleri ve dialoglarıyla Türk sinemasının en iyi filmlerinden biri olarak değerlendirilir. Bir kızın suretine aşık olan delikanlı ile o suretin sahibi kızın modern zamanlarda geçen aşk hikayesidir. Döneminin popüler Türk filmlerinden tamamen ayrılan, aşkı farklı bir gözle, tutkuyu soyut bir yaklaşımla irdeleyen, Doğu masallarından borç aldığı ‘suret’ teması üzerinden kurgulanan filmi, Fransız sinema tarihçisi Georges Sadoul, “Sinemada sert bir sınıf çatışmasının en net göründüğü metin” olarak nitelendirir.

KUYU
YAPIM YILI 1968
SÜRE 84′ Siyah Beyaz
OYUNCULAR Nil Göncü
Hayati Hamzaoğlu
Aliye Rona
Şiddet ve tutkunun bir arada işlendiği film, bir gazete haberinden yola çıkmıştır. Komşusu Fatma’ya deli gibi tutkun olan Osman kızı defalarca kaçırır, dağa kaldırır, evlenmeye ikna etmeye çalışır, başaramayınca bir ağaca bağlayarak tecavüz eder. Ama Fatma’nın intikamı acı olur. Dönemin köy hikayelerinin aksine toprak ağası karakterine yer vermeyen filmdeki dramatik çatışma, mülk sahibi olanların kendi çıkarlarını kovalarken başkalarına zarar vermelerinden kaynaklanır. Hastalıklı bir tutkuyla bir kadına sahip olma isteğinin sınırlarını gösterir. Nijat Özön “tam Erksan usulü bir kara sevda filmi” diye nitelendirdiği filmin, “İnsanın derinliklerine bakışı karakterlerin patolojik yalnızlıklarını neredeyse doğallaştırdığına” değinerek, sinemanın değil, psikiyatrinin konusu olması gerektiğini belirtir. Orhan Gencebay’ın müzikleri ve kuyu başındaki dramatik finaliyle 1969 yılında 1. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini kazanan film, kimi eleştirmenlere göre Türk sinemasının en iyi örneklerinden biridir.