'Karamel'le 'ışık' veren Lübnan'lı oyuncu/yönetmen Nadine Labaki, savaş istemeyen kadınların hikâyesini anlattığı ikinci filmi 'Peki Şimdi Nereye?'de de beklentileri boşa çıkartmıyor
PEKİ ŞİMDİ NEREYE?
Orijinal Adı: Et Maintenan, On Va Ou?
Yönetmen: Nadine Labaki
Oyuncular: Kevin Abboud, Nadine Labaki, Yvonne Maalouf, Claude Baz Moussawbaa, Julian Farhat, Ali Haidar, Leyla Hakim Yapım: 2011 Lübnan, 110 dk.
Sinemaya oyuncu olarak başlayan, daha sonra yönetmenliğe geçen isimler arasında ‘parlak’ bir yer edineceği hissini ilk filmi ‘Karamel’ ile veren Nadine Labaki’nin ikinci filmi ‘Peki Şimdi Nereye?’, acıklı ama yürek dağlamayan, karamsar ama iç parçalamayan, anlamlı ama bunu gözümüze sokmayan bir sahneyle açılıyor.
Bir cenazede buluşmuş izlenimi veren siyah giymiş kadınlar ölümün ardından ağıt yakılırken oluşan figürleri uyumlu bir dans gösterisi gibi bir araya getirerek ilerliyorlar. Bu açılıştan da anlıyoruz ki, yas içinde yaşamayı öğrenmiş kadınlar var karşımızda. Açılış sahnesi, kadınların tam ortadan ikiye bölünerek mezarlığın kendilerine ait bölümüne ulaşmalarıyla son buluyor.
Medya ve dinin etkisi
Nerede olduğunu belli etmeyen ama Ortadoğu ’da hatta Labaki’nin memleketi Lübnan’da olduğunu açık bir biçimde hissettiren ‘hayali bir köy’ burası. Kilise ve caminin yan yana durduğu, bu iki dine mensup insanların belki de yüzyıllardır birlikte yaşadığı, dünya ile bağları harap bir köprüden ibaret olan (Sırat Köprüsü mü desek?) ‘ortak yaşam alanı’. Öte yandan açılış sahnesinden anlıyoruz ki, hemen her ev daha önce yaşanmış trajedilere birer kurban vermiş ve şimdi bu köyün kadınları, yaşadıkları yerin ‘dünya ile bağlarını’ en aza indirerek aynı acıların yaşanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Köye nadiren ulaşan gazeteleri ortadan kaldırıyor, tek televizyonun çalışmaması için sabotaj düzenliyorlar. Labaki burada ‘halkın haber alma özgürlüğü’nden çok medyanın haberler üzerindeki manipülatif etkisini anlatmaya çalışıyor sanki... Ve fakat dışarıda yaşanan çatışmalara ilişkin ilk bilgi kırıntısı içeriye sızdığında erkek dünyasının kuralları işlemeye başlıyor ve köydeki Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Artık âşıklarının, kocalarının ve çocuklarının yasını tutmak istemeyen kadınlar, ‘kadınca’ planlarını hayata geçirip çatışma koşullarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Bun yaparken de her iki dinin köydeki liderlerinden destek görüyorlar. (Burada da meselenin aslında dinlerin özüne ilişkin değil, dinin politik araca dönüştürülmesine yönelik olduğuna dair bir gönderme saklı sanki.)
Kadınlar, kadınlar....
‘Peki Şimdi Nereye?’, artık savaş istemeyen kadınların ve Labaki’nin deyişiyle ‘barışı’ keşfetmek zorunda bırakılan erkeklerin hikâyesi. Labaki, istismara açık bir konuyu elinden geldiğince soğukkanlı anlatıyor. Üstelik çoğu zaman durumun verdiği olanakları kullanarak absürd anlar da yakalamayı başarıyor. Bu bakımdan İsrailli yönetmen Elia Suleiman’ın ‘Kutsal Direniş’ ve ‘The Time that Remains’ filmleriyle akrabalıklar taşıdığını söyleyebiliriz.
Nadine Labaki’, “Dünya kadınlara bırakılsa savaşlar olmaz” sözünü bir tekerleme olmaktan çıkartıp, ‘gerçeklik’ haline de getirmeyi başarıyor. Zira Labaki, başta kendisinin canlandırdığı Amale olmak üzere filmdeki bütün kadınları, ‘kadınca’ durumlarla ve duygularla donatıyor ve ‘erkek’ dünyası ile kadın dünyası arasına kalın bir çizgi çekiyor. Bu çizgi iktidar olmakla iktidarın mağduru olmak arasındaki farkı da açıkça koyuyor ortaya. Aynı zamanda iki farklı cinsin tarihsel süreçlerden farklı sonuçlar çıkardığı gerçeğini de...
Labaki’nin eşi ve çocuğunun babası Khaled Mouzanar’ın besteleri ve arkadaşı Tania Saleh’in sözleriyle bezenmiş müzikleriyle zaman zaman ‘müzikli film’ havasının da oluştuğunu ekleyelim.
Toparlarsak, ilk gösterimi 2011’de Cannes’da gerçekleştirilen, birkaçı dışında amatör oyuncularla kotarılan ‘Peki Şimdi Nereye?’ duygusunu geçirmeyi başarırken, başladığı noktada sonlandırıyor hikâyesini ve şu soruyor: “Ölümden öte köy var mı?”
Orijinal Adı: Et Maintenan, On Va Ou?
Yönetmen: Nadine Labaki
Oyuncular: Kevin Abboud, Nadine Labaki, Yvonne Maalouf, Claude Baz Moussawbaa, Julian Farhat, Ali Haidar, Leyla Hakim Yapım: 2011 Lübnan, 110 dk.
Sinemaya oyuncu olarak başlayan, daha sonra yönetmenliğe geçen isimler arasında ‘parlak’ bir yer edineceği hissini ilk filmi ‘Karamel’ ile veren Nadine Labaki’nin ikinci filmi ‘Peki Şimdi Nereye?’, acıklı ama yürek dağlamayan, karamsar ama iç parçalamayan, anlamlı ama bunu gözümüze sokmayan bir sahneyle açılıyor.
Bir cenazede buluşmuş izlenimi veren siyah giymiş kadınlar ölümün ardından ağıt yakılırken oluşan figürleri uyumlu bir dans gösterisi gibi bir araya getirerek ilerliyorlar. Bu açılıştan da anlıyoruz ki, yas içinde yaşamayı öğrenmiş kadınlar var karşımızda. Açılış sahnesi, kadınların tam ortadan ikiye bölünerek mezarlığın kendilerine ait bölümüne ulaşmalarıyla son buluyor.
Medya ve dinin etkisi
Nerede olduğunu belli etmeyen ama Ortadoğu ’da hatta Labaki’nin memleketi Lübnan’da olduğunu açık bir biçimde hissettiren ‘hayali bir köy’ burası. Kilise ve caminin yan yana durduğu, bu iki dine mensup insanların belki de yüzyıllardır birlikte yaşadığı, dünya ile bağları harap bir köprüden ibaret olan (Sırat Köprüsü mü desek?) ‘ortak yaşam alanı’. Öte yandan açılış sahnesinden anlıyoruz ki, hemen her ev daha önce yaşanmış trajedilere birer kurban vermiş ve şimdi bu köyün kadınları, yaşadıkları yerin ‘dünya ile bağlarını’ en aza indirerek aynı acıların yaşanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Köye nadiren ulaşan gazeteleri ortadan kaldırıyor, tek televizyonun çalışmaması için sabotaj düzenliyorlar. Labaki burada ‘halkın haber alma özgürlüğü’nden çok medyanın haberler üzerindeki manipülatif etkisini anlatmaya çalışıyor sanki... Ve fakat dışarıda yaşanan çatışmalara ilişkin ilk bilgi kırıntısı içeriye sızdığında erkek dünyasının kuralları işlemeye başlıyor ve köydeki Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Artık âşıklarının, kocalarının ve çocuklarının yasını tutmak istemeyen kadınlar, ‘kadınca’ planlarını hayata geçirip çatışma koşullarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Bun yaparken de her iki dinin köydeki liderlerinden destek görüyorlar. (Burada da meselenin aslında dinlerin özüne ilişkin değil, dinin politik araca dönüştürülmesine yönelik olduğuna dair bir gönderme saklı sanki.)
Kadınlar, kadınlar....
‘Peki Şimdi Nereye?’, artık savaş istemeyen kadınların ve Labaki’nin deyişiyle ‘barışı’ keşfetmek zorunda bırakılan erkeklerin hikâyesi. Labaki, istismara açık bir konuyu elinden geldiğince soğukkanlı anlatıyor. Üstelik çoğu zaman durumun verdiği olanakları kullanarak absürd anlar da yakalamayı başarıyor. Bu bakımdan İsrailli yönetmen Elia Suleiman’ın ‘Kutsal Direniş’ ve ‘The Time that Remains’ filmleriyle akrabalıklar taşıdığını söyleyebiliriz.
Nadine Labaki’, “Dünya kadınlara bırakılsa savaşlar olmaz” sözünü bir tekerleme olmaktan çıkartıp, ‘gerçeklik’ haline de getirmeyi başarıyor. Zira Labaki, başta kendisinin canlandırdığı Amale olmak üzere filmdeki bütün kadınları, ‘kadınca’ durumlarla ve duygularla donatıyor ve ‘erkek’ dünyası ile kadın dünyası arasına kalın bir çizgi çekiyor. Bu çizgi iktidar olmakla iktidarın mağduru olmak arasındaki farkı da açıkça koyuyor ortaya. Aynı zamanda iki farklı cinsin tarihsel süreçlerden farklı sonuçlar çıkardığı gerçeğini de...
Labaki’nin eşi ve çocuğunun babası Khaled Mouzanar’ın besteleri ve arkadaşı Tania Saleh’in sözleriyle bezenmiş müzikleriyle zaman zaman ‘müzikli film’ havasının da oluştuğunu ekleyelim.
Toparlarsak, ilk gösterimi 2011’de Cannes’da gerçekleştirilen, birkaçı dışında amatör oyuncularla kotarılan ‘Peki Şimdi Nereye?’ duygusunu geçirmeyi başarırken, başladığı noktada sonlandırıyor hikâyesini ve şu soruyor: “Ölümden öte köy var mı?”