27 Haziran 2014
Ölüm sahneleri, etkileyici bir biçimde lanse edilen ve uzun sekanslarla desteklenen filmin bir hapishanede geçiyor olması, pek çok sinemasever tarafından üvey evlat olarak görülse de; çoğu yargıyı yıkabilecek kalitede bir çalışma. Özellikle Malik karakterini canlandıran Tahar Rahim‘in oyunculuğuyla güçlenen ve sinema dünyasında kendisinden söz ettiren bir film. Tabi bir çete lideri olarak izlediğimiz Niels Arestrup‘un da, filmin kalitesinde büyük payı var, hakkını yememek lazım.
Film, 150 dakika olmasına rağmen karakterlerin geçmişleri hakkında pek fazla bilgi içermiyor. Film, her bir karakteri -geçmişlerinden kesitlerle- anlatacak kadar uzun olsa da; yönetmen, zamanı geçişlere geniş bir yer vererek kullanmayı tercih ediyor. Onun dışında olayların işleyiş şekli ve karakterler arası temaslar çok başarılı bir şekilde anlatılıyor.
Film en beğendiğim yönü de, Malik’in işlediği günahtan kurtulamayışının çok güzel anlatılıyor olmasıdır. Karakterin tuhaf hareketleri, Malik’in gün geçtikçe onunla yaşamayı öğrenmesi, filme ayrı bir hava katıyor. Sürükleyici sahneleri ve alışılmış hapishane muamelelerine farklı bir perspektifle işlemesi dikkat çekiyor. Ki zaten herkesçe kabul gören Cannes Film Festivali‘nde aldığı ödülle de kendisini kanıtlamış oldu.
İyi Seyirler…